Son zamanlardaki internetin hızla yaygınlaşması ile beraberinde teknolojinin gelişmesiyle de insanlar dijital ortamlara merak duymaya başladı. Bu merak toplumların olgunluk ve erginlik seviyelerine göre karşılık buldu.
Bu kavramla hiçbir ilişkisi olmayan insan kalmadı. Bankada, nüfusta, tapuda veya herhangi bir kurumda muhakkak dijital dünya sizi karşılar oldu. Kimsenin kaçışı yok gibidir artık.
Dijital vatandaşlık; Bir toplumu oluşturan bireylerin yani vatandaşların, vatandaşlık sorumluluklarını yerine getirme, hak ve fırsatlarını kullanma ve günlük yaşamlarını devam ettirmeleri dijital vatandaşlık kavramını ortaya çıkarmıştır.
Dijital ortamda iletişim kurabilen, bilgiyi kullanırken eleştirebilen, dijital ortamda üretip ve tüketebilen, dijital ortamda alış veriş yapabilen, dijital ortamdan eğitim alabilen ve bu davranışları yaparken etik kurallarına uyan, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan kişidir dijital vatandaş.
Bu vatandaşlık yaş, meslek ve çeşitli vasıflara göre de ehemmiyetini arttırmakta veya azaltabilmektedir. Bir öğretmen dijital teknolojiye tepki göstermesi veya isteksiz davranması düşünülemez mesela. Öğrencilerini çağın argümanlarından mahrum bırakması belki de büyük bir kötülük sayılabilecektir. Bir siyasetçi, belediye başkanı mesela veya akademisyen ve bir öğrenci dijital vatandaşlığın bilincine erişememesi düşünülemez.
Bu anlamda iyi bir dijital vatandaşlığın gereklerini yerine getirmemekle çıkabilecek dolandırıcılıklar, hak kayıpları, ticari zararlar, ahlaki zararlar ve türlü olumsuzluklara maruz kalınabilecektir.
Bir fatura için saatlerini gerginlik ve zaman israfıyla harcamanın savunulabilecek bir mantığı olabilir mi?
Para harcamadan kitap okuyabilmek mesela, rahatlıkla alışverişini yapabilmek, kilometreleri ücretsizce görüntülü canlı konuşabilmek güzel sayılmaz mı? Daha neler saymalı uzay fotoğrafı ile filan ülkenin filan sokağını görebilmek. Tonlarca bilgiye bir tıkla ulaşabilmek. E- devlet, e-okul mesela, sağladıkları kolaylıklar saymakla bitmez... Tüm bunlar elbetteki bir duyarlılıkla mümkün olabilir ancak.
Şanlıurfa’nın da bu anlamda dijital vatandaşlık konularında eksikleri çoktur. Bir fatura için iki minibüse üç lira ödeyip tartışma ve zaman kaybeden Urfalıları görmek üzücü geliyor bana. E okulda çocuğunun okul bilgilerini takip eden kaç ebeveyn tanıyoruz mesela. İş alanında da yeni ve üretken dinamiklere sahip olamayışımızda bu anlamda dijital teknolojiye önyargılı olmamızın payı küçümsenemez. Bu anlamda kamu veya özel tüm kurumlar bu alanda hassasiyetlerini arttırmalıdır.
Dijital çağ umursamazlığa muhal bırakmıyor maalesef. Sen umursamasan art niyetliler seni bulamazlarsa en yakınlarının canını yakabilme potansiyelini fazlasıyla barındırmaktadır.
Canımızdan çok sevdiklerimizin madden ve manen zarar görmelerini engelleyebilmek ve çağa ayak uydurabilmelerini sağlayabilme adına başta biz ve yakınlarımızı dijital vatandaşlık konularında bilinçlendirmeliyiz…
Saygılarımla…