Geride bıraktığımız hafta sonunda AKP’nin Şanlıurfa il ve ilçeleri için temayül yoklaması vardı. Temayül yoklamasında yetki Ankara’dan gelen AKP Genel Başkan yardımcılarından Mustafa Şentop’taydı.
      Cumartesi günü Milli Eğitim müdürlüğüne bağlı Esentepedeki sosyal tesis adeta AKP’lilerin hücumuna uğradı. Erken saatten itibaren temayül yoklamasının yapılacağı tesisin önüne adeta kamp kuran aday adayı yakınları son bir fırsat deyip içeriye giren oy kullanma yetkisine haiz üyelere ellerindeki kendi adaylarının isimlerini tutuşturup durdular.
       Gün içerisinde temayül yoklamasında yorulan(!) Genel Başkan Yardımcısı Şentop, durmak bilmedi ve büyükyoldaki bir konukevinde bu kez hem bol acılı kebap yedi hem de sözüm ona bu ilin bazı STK temsilcileri, sendika yetkilileri, kanaat önderleri ile birebir aday adayları üzerine görüş alış verişinde bulunup durdu.
        Şentop ile görüşenler kendi düşüncelerine göre isimleri allayıp pullamak sureti ile pazarlayıp durdular. Adayın eğitimi, vizyonu, yapabileceklerinden öte yapamayacakları nedense ortaya konulmadı, konuşulmadı. Ha bire herkes kendi cebindekini, kendi adamını  AKP’li Şentop’a aklınca pazarlamaya çalıştı.
        Temayülün bir gaz alma veya bir başka deyim ile gaz verme olduğunu ne yazık ki birçok AKP’li ve onun yandaşları ile ne yazık ki bu ilin sözde STK, sendikal yetkilileri ve kanaat önderleri halen anlayamamışlar!
         Düşününü bir kere!
         Bakan Faruk Çelik aday mı?
         Hayır, Aday değil.
         Ama birileri ısrarla oy kullanan üyelere Faruk Çelik ismini kendi el yazıları ile yazdırdılar.
         Ahmet aday mı? Mehmet aday mı? Mustafa Aday mı?
         Hayır!
         Ama birileri nedense aday adaylık süreci bittiği halde, Büyükşehir için 9 aday adayı olduğu halde ADAY arayışları içindeler!
        Peki, o zaman sizlere soruyorum.
        Aday adaylık süreci bittiği halde Genel merkez istediğini aday olarak gösterebiliyor ise, bu 9 aday adayına, onun yandaşlarına ve de en önemlisi ŞANLIURFA halkına karşı yapılan ayıp değil mi?
       Mademki, Genel merkez istediğini aday olarak gösterebiliyor ise o zaman müracaatlara ne gerek var? Sözde kamuoyu araştırmasına ve de temayüle!
       Bu arada bu köşemde defalarca Vali Celalettin Güvenç ile ilgili olarak Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylık konusunda yazılar yazmış ve ‘eğer adaylığı düşünüyor ise ortaya alenen çıkmalı ve VARIM demeli, aksi takdirde düşünmüyor ise, BEN YOKUM’ demeli demiştim.
       Bu ikisini de ne yazık ki yapmadı!
       Yapamadı!
       Ya da yaptırılmadı! 
       Sonunda Vali Güvenç’in ismi hem temayül öncesinde AKP kulislerinde konuşuldu hem de AKP’li üyelere ismi yazılması istemi ile servis edildi hem de bazı ulusal medyada AKP’Lİ VALİ olarak lanse edildi.
       Vali bu saatten sonra AKP’den Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olur mu? Olmaz mı? Bilinmez ama bilinen bir gerçek var oda Vali Güvenç’in makam tarafsızlığının artık tartışılır olduğudur.
        Vali Büyükşehir Belediye Başkan adayı olursa eyvallah! Hayırlı olsun der, bir kenarda durup gelişmelerle paralel 30 Mart 2014 Pazar günü akşamını bekleriz.  
         Ama aday olmaz ve gelinen bu saatten sonra yapması gereken en güzel şey TAYİNİNİ istemek olsa gerek. Bu işin artık tadı tuzu kaçtı! Tayin isteyip gitmesi hem kendi adına hem de Valilik makamı adına bence çok yerinde atılmış bir adım olur…
      Aksi takdirde Vali için Şanlıurfa’da herkes alenen ‘AKP’li VALİ!’ deyip duracaklardır. Bu da sanırım Cumhurbaşkanını ilde temsil etmekte olan Valilik makamı için hiç de hoş olmamış olur…
 
        Yeniden buluşmak dileği ile…