Naçizane benim bir huyum vardır.
Oda birisinin arkasından konuşmadığım gibi, başka birisinin de yanımda bir başkasının arkasında konuşmasına izin vermem… Konuşanları da sevmem.
Ama nedense özellikle bir şekilde işin başında bulunanlar, koltukta oturanlar, makamda duranlar zamanı vakti ve yeri olduğu halde konuşmak yerine konuşmamayı tercih edip, sus pus olurken, görevleri sona erdikten ve de en önemlisi Urfa’dan uzaklaştıktan sonra adeta yırtık dondan çıkar gibi ortaya çıkıp ahkam kesip, o döneme ait atıp tutmalarına hiç anlam veremiyorum.
Kim bu ya da bunlar demeyin.
Aklı başında olan ve Urfa ile irtibatını kopartmayan herkes kimin nasıl, ne tir birisi ya da birileri olduğu daha da ötesinde nasıl bir mal olduğunu çok iyi bilir…
Yok, efendim benim dönemimde şunlar oluyordu!
Yok, efendim bana ne baskılar oluyordu!
Yok, efendim bana kimler baskı kurup ta neler neler istiyorlardı?
Yok, efendim öyleydi!
Yok, efendim böyle idi!
Peki, şimdi bu zihniyetteki kişilere, insan müsvettelerine soruyorum.
O zaman, yeri ve zamanı da çok uygun olduğu halde, atı alanın da tabir yerinde ise üsküdarı bile geçemediği bir dönemde neden ortaya çıkıp ta kamuoyunu aydınlatmak, vatandaşlara doğruları iletmek adına ortaya çıkmadın?
Artık bu ve buna benzer ayak oyunlarını ne olur unutalım.
Zamanında konuşmadığın halde şimdi ne olur hiç konuşma… en azından hiç olmaz ise birileri seni adam olarak anmaya devam etsin.
Yok, zamanında konuşmazlar!
Zamanında itiraf etmezler!
Yeri geldiğinde tepkilerini halkında net olarak anlayabileceği şekilde ortaya koymazlar! Ama nedense görev süresi bittiğine, görevinden uzaklaştığında, emekli olduğunda veya tayini çıktığında YIRTIK DONDAN fırlar misali bir anda doğruluk abidesi haline gelirler…
İşte Urfama ne oluyorsa, yeri, zamanı olduğu halde birçok yanlışlığı sırf oturduğu koltuğu kaybetmemek adına susan ve kuzu kuzu her istenileni emir telaki kabul edip yerine getirenlerden olmakta…
İşin içinde iken her şey güllük gülistanlık, her şey bal ve kaymak! İşin kaymağından uzaklaştığında ya da uzaklaştırıldığında ise başlıyorsun arkadan konuşmaya, karalamaya, kötülemeye….
İşte bu tiplere nalet olsun…