İnsanlığın bugüne dek geçirdiği süreçten ve yaşanan tarihî gelişmelerden çıkarabileceğimiz en büyük ders, tüm dünya milletleri için en önemli servetin sahip oldukları iyi yetişmiş insan kaynağı olduğudur. Bugünün devletlerine baktığımızda, gelişmişliklerinin sahip oldukları eğitim sistemindeki tüm unsurların kalitesi ile doğru orantılı olarak geliştiğine ya da azaldığına tanık oluyoruz. O halde eğitim; hem bireyin hem de ulusların gelişmesinin, kalkınmasının, refaha ermesinin tek anahtarıdır diyebiliriz.
Tüm devletlerin bir adım daha ileriye varabilme yarışında katılımcı olduğu bu dönemde, teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişmektedir. Bu yarışta, ülkemizin ve milletimizin ön sıralarda yer alabilmesi, hem nicelik hem de nitelik olarak vizyon sahibi bireylerin yetişmesiyle mümkün olabilecektir. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartma hedefleri doğrultusunda millet ve ülke olarak bizlerin ortak gayesi; hayat boyu eğitimi ve öğrenmeyi benimseyen, modern dünyada söz sahibi olabilen, evrensel değerlerin yanında, kendine güvenen ve sorgulayan, ülkemizi geleceğe gururla taşıyacak nesiller yetiştirebilmektir.
Bu perspektifte düşündüğümüzde; geleceğimizin parlayan ışıkları olan evlatlarımızı özgüvenli, bilgili ve kültürlü öğrenciler olarak yetiştirmek başta ailelerimiz olmak üzere tüm eğitim ve öğretim kurumlarımızın ortak görevi ve sorumluluğu olmalıdır. İlk öğretmenler anne ve babalardır. İlk eğitim ailede başlar. Bu ilk eğitim yuvasında çocuklarımızın ruhuna ne denli kaliteli tohumlar ekilirse, ileriki eğitim ve toplum yaşantısında da o denli kaliteli filizler yeşerecektir. İlk öğretmenlerimiz olan anne babalarımıza bu noktada çok ehemmiyetli vazifeler düşmektedir.
Üçlü sac ayağının bir diğer ayağı da öğrencilerimiz... Onların da, tecrübeleri ve birikimleri ile onlara yol açmaya çalışan, geleceğe giden ışıklı yollarında bir meşale yakmaya çalışan öğretmenlerine ve anne babalarına kulak vermeleri gerekmektedir. Evlatlarımız bizim geleceğimizdir, yarınlarımızın teminatıdır... Bu sebeple öğrencilerimizden beklentim; bu değerlerinin farkında olmaları, kendilerine, ailelerine ve yüce milletimize faydalı, ilim sahibi, kendine güvenen ve düşüncelerini güzel şekilde ifade edebilen, vizyon sahibi bireyler olarak kendilerini yetiştirmeleridir.
Öğretmenlerimizin de kendilerine düşen kutsal vazifenin ehemmiyetine yakışır şekilde hareket edeceklerine dair inancım tamdır. Öğretmen, öğrenci, veli; sac ayağının bu üç unsuru dengeli ve görev paylaşımına uygun şekilde hep beraber hareket ederek bu eğitim öğretim yılının başarılı ve sağlıklı bir şekilde geçireceğimize inanıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; “Bilim ve ilimle bezenmiş sağduyulu aklı selim, hikmet ve irfan sahibi rikkatli kalbi selim, sanat ve zarafeti önemseyen zevki selim bir gençlik yetiştirmek hepimizin sorumluluğudur.” Vatanını, ülkesini, milletini seven herkesin bu büyük sorumluluğu yerine getirmek için vefalı bir şekilde davranıp geleceğimizi en güzel haliyle şekillendireceğini biliyorum. Tarihine ve bayrağına sahip çıkan, millî ve manevî değerlerinin bilincinde bir gençlik görmek için bizler üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Bu güzel duygu ve düşüncelerle, yeni eğitim ve öğretim yılımızın evlatlarımıza, öğretmenlerimize, velilerimize, tüm milletimize hayırlar ve güzellikler getirmesini temenni ediyor; başarılarla dolu parlak bir dönem geçirmemizi diliyorum. Sağlık, huzur ve başarı tüm eğitim camiamızla birlikte olsun.