Harran Üniversitesi.
 
7”den 70”e tüm Urfalıların özlemi, arzusu ve sevgisi ile kuruldu.
 
Bin yıl önce var olan bir Üniversitenin yeniden Urfa”dan kurulması için kimler ayağa kalkmadı ki?
 
Üniversitesinin ilk kurucu Rektörü Prof. Dr. Servet Armağan oldu. İlk Genel Sekreter ise İsmail Benek.
 
Büyük bir heyecan vardı.
 
Mutluluk vardı.
 
Sevinç yaşanıyordu.
 
Harran Üniversitesi “Bin yıl kadar tecrübeliydi”
 
Yeni kurulmuştu. Bir ayağı Diyarbakır”a, bir eli Gaziantep”deydi.
 
Hızla büyüdü, gelişti.
 
Fakülteler kuruldu. MYO”ları açıldı. Bölümler hızla gelişti. Bir araya gelindi. Üniversite Yenişehir”deki yerleşkesine sığmıyordu.
 
Derken Eyyübiye yerleşkesi hizmete açıldı. Sonrası malumunuz… Her bir köşede adeta göçebe misali bölümler açıldı.
 
Harran Üniversitesinde hedef ”Bölgenin Üniversite alanında lokomotifi olmaktı”
 
Yıllar birbirini kovaladı. Rektörler değişti. Yeni bölümler açıldı. Yeni isimler üniversiteye geldi. Birçokları şu veya bu nedenlerle çekip gitti ve derken 2016 yılına gelindi.
 
Urfa şimdi her gün Harran Üniversitesindeki garipliklerle yatar, yine garipliklerle uyanır oldu.
 
Her gün bir Gazetede ilginç bir habere, olaya konu olan Harran Üniversitesi ne yazık ki bırakın bölgede lokomotif olabilmeyi, bölgedeki Üniversitelerde şimdi en son vagon bile olamamakta.
 
Harran Üniversitesinde yönetimden yani en baştan kaynaklanan fakat bir türlü durdurulamayan sıkıntılar artarak devam etmekte.
 
Harran Üniversitesi sancılı ve sıkıntılı.
 
Üniversitede hiçbir Hoca, öğretim üyesi, öğretim görevlisi, memurlar ve öğrenciler bile yarınlardan umutsuz ve mutsuzlar.
 
Harran Üniversitesini rektörün değil de birkaç danışmanın, bir cemaate mensup bir iki kişinin parmaklarında oynattığı iddia edilmekte.
 
Üniversitede özellikle yönetim kadrosunda akıl almaz görevden almalar, uzaklaştırmalar, atamalar olmaya devam ediyor.
 
Harran Üniversitesi asillerin görevlerden uzaklaştırılıp vekâletlerle yönetilenler konumuma getirildi.
 
Üniversite hocalar mutsuz!
 
Üniversitede çalışanlar heyecansız!
 
Üniversitede Öğrenciler beklentilerden uzak günlerini tamamlayabilmenin gayreti içindeler.
 
Bir ilim ve irfan yuvası olması gereken Harran Üniversitesinde rektörlükten kaynaklanıp aşağılara kadar devam eden bur huzursuzluk yaşanmakta.
 
Harran Üniversitemizin ismi her geçen gün daha da kararmakta!
 
Üniversitemizin al benisi her geçen gün daha da berbat hale gelmekte.
 
Hiçbir Profesör, Doçent, Yardımcı doçent gelmek istemiyor.
 
Yeni bölümler açılamıyor!
 
Öğrencilerin en son tercihleri Harran Üniversitesi olmakta.
 
Doğru ya da yanlış. Harran Üniversitesi ile ilgili olarak ortaya her gün çarşaflar dolusu iddialar atılmakta, yönetim ile ilgili ithamlarda bulunulmakta.
 
Harran Üniversitesi özerk bir Üniversite olabilir.
 
İyi tamam da Binyıl kadar tecrübesi olan mazisi altın harplerle yazılmış olan bir Üniversitede olan bitenlerle ilgili ortaya atılanlara karşın bu ilin VALİSİ başta olmak üzere ilgili Cumhuriyet Savcıları daha fazla kayıtsız kalmamalı.
 
Devlette devamlılık esastır. Olan Harran Üniversitesine olmakta.
 
Bugün yönetimde olanlar yarın başka bir Üniversiteye hiçbir şey yapmamış gibi çekip gider. Ama yerle bir olan HARRAN ÜNİVERSİTESİ”Nİ bir daha ayağa kaldırabilmek çok da basit olmazsa gerek.
 
Bu ilin Valisi İzzettin KÜÇÜK, “neler oluyor orada?” deyip daha fazla seyirci kalmadan Üniversiteye şöyle bir uzanmalı, sorumsuz davrananlar hakkında Cumhurbaşkanını temsilen dikkatini çekmeli ve hatta yeri geldiğinde bu ilin, bu Üniversitenin aydınlık geleceği adına kulağına da bir şeyler üfürmeli!