Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) işler hiç de arzu edilir düzeyde ilerlememekte.
Parti içi muhalefet tüzük değişikliğinden hareket ile olağanüstü kongre istemekte. Hatta bu yönde beklenilenin de üzerinde bir imza noter aracılığı ile Genel Merkeze haftalar öncesinde bildiğiniz üzere sunuldu.
Buna karşın MHP genel merkezinde ne yazık ki muhalefetten yükselen 'olağanüstü' genel kurula karşı atılan imzaları görmemezlikten, yükselen sesleri ise duyamazlıktan gelmeye devam ediyor.
İlginçtir, MHP Genel merkezi Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin talimatı ile kendilerine karşı gördükleri, düşündükleri onlarca il ile ilçeleri fesh edip teşkilatları kapatma yolunu tercih etmekteler.
İşte tam bu noktada MHP içindeki ÜLKÜCÜ 3 PROFESÖR harekete geçti ve 'biz ne Devlet'in, ne Sinan'ın, ne Koray'ın ne de Meral'ın tarafıyız. Biz MHP'nin birliğinden, huzurundan ve başarısından yanayız. Biz ülkücüler olarak parti içi huzur, birlik ve berberlikten hareket ile mahkeme koridorlarında hesaplaşmak istemiyoruz. Delegelerimizin var oldukları kongre salonlarında hesaplaşmak istiyoruz. Ülkemizin çok sıkıntılı olduğu bir dönemde MHP olarak bu tür kısır döndü ile ne yazık ki kan kaybetmeye devam ediyoruz!' çıkışında bulundular.
Kim bu 3 ülkücü profesör?
BİR: Gaziantep Milletvekili Prof. Ümit Özdağ
İKİ: Kayseri Milletvekili Prof. Yusuf Hallaçoüğlu
ÜÇ: Ankara Milletvekili Prof. Özcan Yeniçeri
Gönül isterdi ki bu üç profesörün 'parti içi kıyıma dur denilsin!' çıkışına Oktay Vural başta olmak üzere tüm vekillerde destek olsaydı Ama olmadı.
MHP içinden yükselen ÜLKÜCÜ ÇIĞLIK'ı sonuna kadar destekliyorum. Eğer bugün içine düşülen aymazlıktan bir an önce parti olarak MHP kendisini kurtaramaz ise korkarım ki yarın çok daha geç olacak ve ilk seçimde MHP gibi Türkiye'nin mihenk taşı konumundaki bir parti meclis dışında kalmış olacaktır. Bu da tabana çok ağır gelir, benden söylemesi.
Bakın bugün Türkiye'nin en önemli meselesi Terör'dür. Ekonomik sıkıntıdır. Hukuksuzluk ve adaletsizliktir.
Ama buna karşın toplum bu gerçekleri görüp konuşmak yerine AKP'nin tek başına gündem oluşturduğu 'Yeni Anayasa'dan da daha çok 'Başkanlık' sistemi konuşulmakta ve tartışılmakta.
Durumun böyle olduğu bir zamanda CHP, MHP ve HDP gibi partilere büyük görevler düşmekte. Temennim CHP'nin yanı sıra MHP ile HDP'nin de bir an önce silkelenip kendilerine gelmeleri ve ülkenin kanayan yarasına ortaya koyacakları akılcı çözüm ve hayata geçirilecek olan projeler ile katkı sunmalarıdır.
CHP, MHP ve HDP'nin içinde bulundukları uykulu durumdan uyanıp yüzlerini ülkenin asıl meselelerine dönmeleri halinde inanın oy trendleri yükselecek, halkın ilgisi kendilerine daha da artacak ve böylece bazı kesimin olası bir baskın seçim planlarını da suya düşürmüş olacaktır.
MHP yönetimi parti içinden yükselen ÜLKÜCÜ ÇIĞLIK'a mutlak kulak vermeli ve teşkilatları kapatma kıyımından vaz geçip, mahkeme koridorlarında hesaplaşma yerine delegelerin var oldukları, herkesin hür iradesini ortaya koyabilecekleri genel kurulda demokratik bir şekilde tartışmalı ve kararlarını vermeliler.
İnanın MHP yönetimi adliye koridorları yerine yüzünü delegelere çevirse kazanan MHP ve Ülkücüler olacaktır. En büyük Kazanım ise tabi ki TÜRKİYE'imizin olmuş olacaktır.
Yanılıyor muyum?
Ne dersiniz?