Bu da son zamanların ne hikmet ise modası haline geldi.
Oysa daha önceleri böyle bir şey olmazdı.
Adamın katili dahi taziye evine gelse asla böyle bir şey yaşanmazdı! Kahvesini ve sigarasını ikram edip, yolcularlardı.
Ama ya şimdi?
Allah aşkına ne oldu bizlere!
Polisin, askerin şehidin cenazesine CHP ya da HDP”den katılan olduğunda birileri ortaya çıkıp yuhalayıp, “defolun” diye bağırarak kıyamet kopartıyor.
HDP”ye yakın birilerinin cenazesinde ise bunun tam tersi MHP ya da AKP”liler katıldıklarında bu kez onlar kovuluyor.
İşte bunun en son acı örneğini Gaziantep”de yaşadık, gördük.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ile AKP”li siyasiler cenaze ve taziye evlerinde tepki görmüşler.
Aslında böylemi olması gerekiyor.
Taziye bir insanlık vazifesidir.
Hani acılar “paylaşıldıkça azalır, sevgilerde paylaşıldıkça arar” derler ya işte o misalde olaya bakmakta fayda var.
Ne olur, bu yaşadıklarımızdan ulusça ders alalım.
Bu acılardan hepimiz kendimize düşen dersi iyi analiz edelim.
Fikrimizden birisi olur ya da olmak hiç fark etmez eğer birisi birilerini ya da bizleri sayıp acımızı paylaşmak adına yanımızda olmuş ise ona kucak açmalı, onunla omuz omuza olmalıyız.
İşte bunu başarırsız temelde var olan ayrı gayrı gibi saçma sapan sorunu geride bırakmış oluruz. Aksi takdirde sorun çözülmediği gibi kar topu misali daha da büyür ve içinden çıkılmaz bir hal alır.
Son zamanlarda taziye evlerinde, cenaze namazlarında, camilerde yaşanılan bu tür görüntülere ne olur gelin fırsat vermeyelim. İddia ediyorum, ölen şahısların yakınlarının, akırbalarının hiçbirisinin en ufak tepkisi yok iken, provakatörlük adına birileri ortamdan fırsat bulup bir şeyler yapmak istiyor. İşte asıl içimizde var olup ortaya çıkan bu tür tipleri aramızdan uzaklaştırmalıyız.
HDP”linin cenazesine AKP”li ve MHP”li geldiği için tavır almamalı, aksine onu kucak açmalıyız.
Bir AKP”li ya da MHP”li birisinin cenaze namazına CHP”li ya da HDP”li geldiğinde de aynı sıcaklığı ortaya koymalıyız…
Bunu yapalım ki, aramızdaki düşmanlığı eritelim, kazanan dostluk ve kardeşlik olsun…
Ne dersiniz?