Hatay ilimiz hariç Şanlıurfa, Şırnak, Mardin ve Gaziantep illerinde Suriye ve Irak ile sınırda tampon bölge olarak yer alan ‘Mayınlı’ arazilerde birkaç aydan bu yana aralarında bazı Profesör ile konusunda uzman olmuş birden fazla isim bir takım araştırmalarda bulunup duruyorlar.
      Yaklaşık 20 bin Hektar alanı oluşturan bu tampon alanda çalışan kişiler ne arıyorlar, neyi amaçlıyorlar dersiniz?
       Şunu hemen belirtmek isterim ki Birincisi, Mayınlı araziler üzerinde çalışan ekibin başkanı Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Çullu. Ekipte yaklaşık 16 kişi yer alıyor. İkincisi bu ekip GAP Başkanlığı adına Kalkınma Bakanlığına bir rapor sunmak üzere çalışıyorlar. Üçüncüsü ise tampon bölgede, mayınlı arazilerin yer aldığı kısımlarda bir şeyler aramaktan öte amaçları toprak üstü ve toprak altı analizlerde bulunak ve bunu rapor haline getirmek.
       Sınırdaki bu çalışmayı şahsen ben önemsemekteyim.
       20 bin hektar alan üzerinde yapılan çalışmalarda nelerin olduğunu öğrenmek üzere ekibin başında yer alan Prof. Dr. Ali Çullu hoca ile bir saate yakın süre bir görüşmem oldu.
        Prof. Dr. Çullu’ya ilk olarak ‘Neden Hatay ili yer almıyor?’ sorusunu yönelttim. Prof. Dr. Çullu, bunun farklı yorumlanmaması gerektiğinin altını çizdi ve ‘Hatay ilini ikinci etap çalışmalarda kapsam içine alacağız. O bölgede özellikle sınıra yakın noktalarda yazlıklar, bağ evleri yaygın. Hatay’a yönelik farklı bir çalışma ortaya konulacak. Kapsam dışında kalması mümkün değil’ dedi.
        Prof. Dr. Çullu, 16 kişilik bir heyetin Şanlıurfa, Nizip, Gaziantep, Mardin ve Şırnak’a kadar uzanan sınırda yer alan 20 bin hektar mayınlı arazilerde Toprak üstü ve toprak altı olmak üzere çeşitli analizlerde bulunduklarını, Çalışmalarını rapor halinde Kalkınma Bakanlığına sunucaklarına dikkat çekerek, ‘tabir yerinde ise mayınların temizlenmesinin ardından bu yerler en güzel şekilde nasıl ve ne şekilde değerlendirilebilir konusu üzerindeyiz. 20 bin hektar bir alan üzerinde çalışmaktayız. Mayınların temizlenmesinden sonra Su, toprak, orman, korunacak olan alan, arkeolojik bölgeler ile mesafe ve bitkilendirmeler üzerine çalışmaktayız. İlk tespitlerimiz buraların % 82’si iyi tarım arazileri olarak karşımıza çıkmakta’ dedi.
     Prof. Dr. Ali Çullu, çalışmalarında karşılarına çıkan en önemli sorunun ise ‘Güvenlik’ sorunu olduğunun da altını çizdi ve ‘Bu arazilerin bir kısmı Hazine arazileri. Büyük bir kısmı kişilere özel olarak görülmekte. Buralar ne şekilde nasıl istimlak edilir, kime nasıl ödeme yapılır ve buralar nasıl değerlendirilir onu bilemem. Ama şunu rahatlıkla belirtmek isterim ki bu arazilerin % 82’lik kısmı iyi tarım arazileri olarak karşımıza çıkmakta. Tabi ki yeraltı önemlilikleri itibari ile arkeolojik özelliklerini göz ardı etmemek gerekir. Ve unutulmaması gereken bir başka önemli sorun ise Güvenlik meselesi. Mayınlı arazilerin temizlenmesinden sonra burada nasıl bir güvenlik ağı oluşturulacak. Bu da önem teşkil etmekte’ diyerek uyarılarda bulunmayı ihmal etmiyor.
        Prof. Dr. Çullu’ya özel bir soruda yönelttim. Çullu’ya, ‘Çalışmalarınız esnasında bu bölgelerde önemli petrol kaynaklarına rastladınız mı?’ şeklindeki sorumuza ise ‘Bu konuda bir açıklamada bulunmak istemiyorum. Fakat çalışmalarımın tüm özellik, veri ve yine bizim kişisel görüşlerimizin yer alacağı raporumuzu Bakanlığa sunacağız’ diyerek geçiştirdi.
       Bölge önemli ve hassas bir bölge.
       Aralarında toprak, bitki, arkeolog, su bilimcisi gibi önemli uzmanların yer aldığı ekibin raporunu doğrusu çok merak ediyorum. Aylardır sınırda görev yapan ve toprak üstü ve toprak altı olmak üzere bir dizi analizlerde bulunan uzmanların raporlarının sınırda bizlere nasıl bir yön verecek bilinmez fakat bu alanların doğru ve mantıklı kullanılması en büyük arzumuz olsa gerek. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Çullu’ya çalışmaları ve konuyla ilgili açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum.
 
      Yeniden buluşmak dileği ile..