Recep, Şaban derken şükürler olsun ki, on bir ayın sultanı olarak bilinen mübarek Ramazan ayına sadece 18 gün kaldı.
    28 Haziran’da oruca başlamış olacağız.
    Nasip olur ise, 27 Haziran’da ilk teravih kılınacak ve ilk sahura kalkılacak.
    Ve bu hafta sonunda yani Perşembe’yi Cuma’ya bağladığımız gece de nasip olur ise Ramazan’ın iyice habercisi olan Berat kandilini kutlamış olacağız.
     Cenab-ı Allah şimdiden tutacağınız, tutacağımız orucumuz ve yine yapacağımız tüm ibadet ile hayır ve hasenatlarımızı kabul eylesin. (AMİN)
      On bir ayın sultanı Mübarek Ramazan ayına 18 gün kaldı.
      Bu şüphesiz sevindirici bir gelişme…
      Ama yaklaşan Mübarek Ramazan ile içinde bulunduğumuz kente yani Peygamberler kentine hiç de yakışmayan olayları son zamanlarda kentimizde daha fazla yaşamaya başladık.
      Neler mi?
      BİR: Tefecilik
      İKİ: Hırsızlık
      ÜÇ: Fuhuş
      DÖRT: Kavga, gürültü ve patırtı
      BEŞ: her köşe başını işgal etmiş olan Tinerciler
      … Ve olumsuzluklar adına daha neler? Neler?
      Allah aşkına kent olarak ne oluyor bize?
      Daha düne kadar bu kent, hırsızlık, fuhuş, kavga gibi çeşitli huzursuzlukların yaşanmadığı kent iken şimdi bunlar neden olmakta? Yaşanmakta?
      Bizi, birbirimize düşüren nedir?
      Birbirimize karşı bu denli öfke neden?
      Neden birbirimiz anlayış ile hoşgörü ile karşılamıyoruz?
      Neden birbirimiz ile kavga etmek yerine birbirimizi sevmeyi tercih etmiyoruz?
      Neden?
      Neden?
      Neden?
      Mübarek Ramazan ayına şunun şurasında sadece 18 gün kaldı.
      Yaklaşan bu mübarek ay hürmetine ne olur içimizdeki kini, düşmanlığı, kırgınlığı bir kenara atalım… İçimizden yükselen harama olan yaklaşımdan kendimizi uzak tutalım.
       Ne olur bunu Cenab-ı Allah rızası adına yapalım…
       Hiç olmaz ise en azından deneyelim!
 
       Yeniden buluşmak dileği ile…