Küresel para politikalarında sıkılaşma süreci başladı. Daha sıkı para politikalarının ekonomi, ticaret, finansal akımlar, varlık fiyatları, pariteler ve Türk lirası üzerinde önemli etkileri olacak. Pandemi etkisi ile başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşı ile hız kazanan enflasyon karşısında, para politikaları da kaçınılmaz olarak sıkılaşma sürecine girdi.
Pandemi ile ortaya çıkan yeni koşullar içinde, yaşanan arz yanlısı sıkıntılar ile enflasyon, özellikle gelişmiş ülkelerde, 2021 yılının ikinci yarısında artmaya başlamıştı. 2022 yılında ise bu kez Rusya-Ukrayna savaşının etkileri ile enflasyon, küresel ölçekte hız kazanıyor. Pandeminin yarattığı kalıcı koşullar ve savaşın uzun süreceği beklentileriyle yükselen enflasyonun katılaşacağı, bununla beraber uzun süreli bir enflasyon döneminin yaşanacağı endişeleri hâkim.
Para politikalarındaki sıkılaşma, enflasyonda önce katılaşmayı engellemeyi, sonrasında da enflasyonu doğal seviyelerine çekmeyi hedefliyor. Muhtemelen katılaşmanın engellenmesi, 2023 yılının ortalarını bulacak ve enflasyondaki hissedilir gerileme ise 2023 yılının ikinci yarısında başlayacak. Nitekim küresel enflasyon, oldukça zorlu ve iyileşmenin sağlanması zaman alacak.
Enflasyonun zorlu hâle gelmesi nedeniyle para politikalarındaki sıkılaşmalar da beklenenden daha sert ve hızlı gerçekleşecek. Para politikasındaki sıkılaşmada ilk adımı, ABD Merkez Bankası (FED) attı. FED, faiz oranlarını 2022 sonunda yüzde 3'e kadar yükseltecek. Faiz artışı, 2023 yılında da sürecek. FED'in politika faizi, muhtemelen 2023 sonunda yüzde 4'e ulaşacak. FED bilançosunda da küçülme, Haziran ayında başlayacak. Bilançoda aylık 95 milyar dolar daraltma hedefleniyor ve daralma 2024 yılı sonuna kadar sürecek.
ABD Merkez Bankası'nın para politikasında sıkılaşmaya başlaması, küresel ekonomide birçok değişimi de tetikledi. Öncelikle uluslararası finansal piyasalar, FED'in sıkılaşma politikasını çok geç fiyatlamaya başladı. Geç başlayan fiyatlama, doğal olarak daha dalgalı oldu. Uluslararası finansal piyasalar da artık yeni bir döneme girildiğini kabullendi ve fiyatlamalarına başladı.
FED ile başlayan para politikalarında sıkılaşma, ABD dolarının değer kazanmasına neden oldu. Beklenenden daha kuvvetli gerçekleşecek parasal sıkılaşma nedeniyle dolar da son 10 yılın en değerli seviyesine ulaştı ve değer kazanmaya da devam edecek. 1973 yılında, 100 olarak kabul edilerek ölçülmeye başlanan ve diğer altı gelişmiş ülke para birimi karşısında sepet değeri ortaya koyan ABD dolar endeksi, o tarihten bu yana en yüksek üçüncü değerini yaşıyor.
ABD doları; euro ve diğer para birimleri karşısında değer kazanıyor. Değer kazanmanın sınırını, diğer ülkelerin merkez bankalarının uygulayacakları para politikaları belirleyecek. Özellikle eğer Avrupa Merkez Bankası, parasal sıkılaşmada gecikirse euro makul dolar paritesi 1 seviyesini de görebilir. Ancak Avrupa Merkez Bankası'nda da parasal sıkılaşma beklentileri artıyor.
ABD Merkez Bankası FED ile başlayan sıkılaşma, daha yüksek faiz oranlarına yol açıyor. ABD ve diğer gelişmiş ülke tahvil faizleri, oldukça yüksek bir sıkılaşmayı fiyatlıyor. Tahvil faizleri gibi kredi faiz oranları da artış eğilimi içine giriyor. Küresel alanda, finansmana erişimde de sıkılaşma hissedilecek. Özellikle dış kaynaklara bağımlı gelişen ülkelerde, finansal sıkılaşmanın etkileri daha çok hissedilecek. Kamu, finansal ve reel kesimlerin finansman riskleri artacak. Sermaye hareketleri de dolar varlıklarına yöneliyor. Özellikle gelişen ülkelerdeki portföy yatırımları, faizlerin arttığı dolar varlıklarına ve daha az riskli varlıklara yöneliyor.
Para politikalarındaki sıkılaşma, varlık fiyatlarını da etkileyecek. Öncelikle hisse senedi fiyatlarında düzeltmeler yaşanıyor. Gayrimenkul fiyatlarında da düzetmeler görülecek. Ancak enerji ve emtia fiyatları, daha çok Rusya-Ukrayna savaşının etkisi altında kalacak ve bu nedenle fiyatlar yüksek kalmaya devam edecek. Enerji ve emtia fiyatlarının yüksek kalması, güçlenen dolar ile birleşince enflasyon ile mücadeleyi daha zorlu hâle getirecek.
Gelişen ülkeler ise küresel para politikalarındaki sıkılaşma karşısında para ve maliye politikalarının hareket alanı içinde önlemler almaya çalışacak. Bir yandan euro makul faiz artışları, diğer yandan makro ihtiyati tedbirler ile finansal kırılganlıklarını ve risklerini en aza indirecek ve para birimlerindeki istikrarı koruyacaklar.
Türk lirası ise uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle küresel parasal sıkılaşma döneminde en kırılgan para birimi olacak ve yıl genelinde değer kaybedecek.