Ülkemizde siyasetin hali malumunuz olduğu üzere.
Kirli ilişkiler, kirli iddialar, kara para trafiği, aldılar, verdiler, götürdüler ve buna benzer tüm gerçek ya da gerçek dışı iddialara karşın durum ortada.
AKP dimdik ayakta!
Muhalefet etkisizlik içinde!
Yargı uyuyor!
Ve en önemlisi ise gerçek CUMHUR olan vatandaş, seçmen ise adeta AFYON yutmuş gibi ne görüyor? Ne duyuyor? Ne de karşı her hangi bir reaksiyonda bulunabiliyor.
Afyon yutmadıklarına inandığım sağduyu sahibi, her şeye rağmen içlerindeki Büyük Türkiye umudunu kaybetmeyen seçmen ise bugünkü siyasilerden umudunu (AKP’den de, CHP, MHP ve HDP’den de olmak üzere) kaybetmiş durumdalar.
Çarşı, pazardaki yaşlısı, genci, kadını, erkeği herkes ‘Başka alternatifimiz yok ki!’ deyip istemeyerek te olsa AKP’ye oy vermekte olduklarını itiraf etmekteler.
Fakat son günlerde siyasette yaşananlardan sonra AKP küskünleri başını çektikleri bir grubun ‘artık yeter!’ diyerek bir KIPIRDANIŞ içinde olduklarını kabul etmek gerek.
‘Yavaşça kımıldamak’ anlamına gelen bu kıpırdamanın ilerleyen günlerde ülke genelinde yeni bir ivme kazanacağına yürekten inananlardan birisiyim.
Rahmetli Turğut Özal’ın ‘dört eğilim’ merkezli kurduğu ANAP misali bu yeni oluşumda sağ ve solun yanı sıra Muhafazakarı, Ulusalcıların yanı sıra ülke genelindeki Türkü, kürdü, arabı, lazı, çerkezi, sünnisi ve alevisi ile kısacası tüm Türkiye’yi kucaklamalı.
Peki, bu oluşumda kimler olmalı?
Önce şunun altını çizmek isterim ki, Siyaset yürek işidir.
Siyaset korkakların. Kaçak güreşenlerin işi asla olmamalı.
Siyasetçinin eşi dul, parası pul, kendisi de partisinin kapısına kul olabilendir.
Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak bugün karşılarına özellikle AKP’den gelebilecek yasal ya da yasal olmayan tüm baskılara göğüs gerebilecek kalpleri BÜYÜK ve GÜÇLÜ Türkiye için atan yürekli isimlerin olduklarını biliyor ve inanıyoruz.
İşte bugün o gündür.
Türkiye’nin daha derinliklere gömülmemesini istemiyor, ülkemizin parçalanmaması, bölünmemesi ve kardeşim kardeşe kurşun atmasını gerçekten istemiyor isek tüm yürekli Siyasilere, akademisyenlere, STK’lere, yazarlara, çizerlere, sanatçılara, sporculara, aktivistlere, kanaat önderlerine, askerlere, polislere, hakim ve savcılara, yüksek yargıya, muhtarlara, gazetecilere kısacası herkese sesleniyorum.
Demokrasiye inanalım ve yarınlarımız adına gelin güçlü bir Siyasi Parti kuralım ve Büyük, Güçlü, Aydınlık ve Mutlu Türkiye olma yolunda bir olalım.
Lider Abdullah olmuş, Meral olmuş, Doğu olmuş, Batı olmuş hiç fark etmez.
Amblem Sarı olmuş, gül olmuş, kartal olmuş bunun da önemi yok.
Önemli olan ‘Her şey TÜRKİYE’ diyebilmektir.
Bugün bu ilkede CUMHUR mevcut partilerin ötesinde kurtuluş ve çıkar yol adına ALTERNATİF arayışında. Yani Türk halkı herkesi gerçekten kucaklayacak, birlik ve beraberliğimizi pekiştirecek, ülkeye huzur ve moral verebilecek yeni bir parti arayışında.
Ankara’da baş gösteren yeni oluşum adına bu KIPIRDANIŞ bir an önce nihayetlenmeli. İşte o zaman birçokları ilk genel seçimde AK ile KARA’YI görmüş olacaktır.