İşletmeler, büyümek ve kar elde etmek için yatırım yaparlar. Ancak yatırım yapmak için finansman ihtiyacı vardır. Bu finansmanın bir kısmı özkaynaklardan sağlanırken, diğer kısmı borçlanma yoluyla karşılanır. İşte burada finansal kaldıraç devreye girer.
Finansal kaldıraç, bir işletmenin borçlarını özkaynaklarına oranıdır. Yani, işletmenin finansmanını sağlamak için ne kadar borçlandığı ile özkaynaklarının ne kadar olduğu arasındaki oranı ifade eder. Bu oran yüksek olduğunda, işletmenin finansal kaldıraç oranı yüksek demektir.
Finansal kaldıraç, işletmenin risk düzeyini artırır. Çünkü işletme, borçlanarak finanse ettiği yatırımların getirisi, ödediği faiz ve anapara tutarlarından daha yüksek olmalıdır. Aksi takdirde, işletme borçlarını ödeyemez ve iflas eder. Bu nedenle, yüksek finansal kaldıraç oranına sahip işletmeler, yüksek riskli işletmeler olarak görülürler.
Ancak finansal kaldıraç, işletmeler için aynı zamanda bir fırsat da sunar. Borçlanarak finanse edilen yatırımlar, özkaynaklardan finanse edilene göre daha yüksek getiri sağlayabilir. Bu nedenle, finansal kaldıraç oranı yüksek olan işletmeler, yüksek getiri potansiyeline sahip olabilirler.
Finansal kaldıraç oranını belirleyen faktörler arasında işletmenin sektörü, büyüklüğü, yatırım planları ve faaliyet gösterdiği piyasa koşulları yer alır. İşletmeler, finansal kaldıraç oranını dikkatli bir şekilde belirlemeli ve borçlanma oranını kontrol altında tutarak risklerini yönetmelidirler.
Sonuç olarak, finansal kaldıraç, işletmeler için hem risk hem de fırsatlar sunan bir kavramdır. İşletmeler, finansman ihtiyaçlarını belirlerken, finansal kaldıraç oranını dikkate alarak, hem yatırımlarının getirisini artırabilir hem de risklerini yönetebilirler.