Size basit bir soru:
İŞKENCE nedir?
Nasıl yapılır?
İnanıyorum ki birçoğunuz işkencenin çeşitli şekillerinden, unsurlarından bahsediyorsunuzdur.
Yok, eller arkadan bağlanır, tavana asılır!
Yok, ayaklarından bağlanıp çangala asılır!
Yok, elektrik verilir!
Yok, tırnakları kerpeten ile çekilir!
Yok, şahıs sırt üstü yatırılır, yüzü bir bez parçası kapatılır. Ağzına bardak bardak su boşaltılır!
Yok, çırılçıplak soyulup soğuk su ile duş yaptırılır!
Yok, hortum ile dövülür!
….. ve daha neler? Neler?
İyi tamam bunlar çeşitli falaka şekilleri.
Benim dikkat çekmek istediğim ise dayaksız, falakasız, elektriksiz, çangalsız işkence modelinden. Yani şu Belediye Başkan aday adaylarına yönelik parti Genel merkezlerinin tutundukları davranış ve birçok çeşitten daha acı veren falaka modeli olan BEKLETME İŞKENCESİ…. Tam bir siyasi psikolojik savaş ve işkence modeli.
AKP’nin 13 ilçe Belediye Başkan adayları ne hikmet ise halen belirlenemedi. Çarşı pazarda öyle 6 tane ilçenin belirlendiği iddialarına da öyle ciddi olarak kanmayın. Tamam, birkaç yerin adayı üç aşağı, beş yukarı tamam gibi. Ama neden bu çalışmalar bir an önce yapılıp ta kamuoyuna açıklanmıyor onu anlayabilmiş değilim.
Geçen hafta sonu ÇSG Bakanı Faruk Çelik, berberinde Büyükşehir Belediye Başkan adayları Celalettin Güvenç ile Şanlıurfa’ya geldi.
Bakan nereye gidecek olsa peşinde 13 ilçenin yüzlerce sayıdaki Başkan aday adayları ve onların yakınları…
Tam bir köşe kapmaca oyunu gibi!
Tabi ki Bakan’ın keyfi yerinde!
Neşesi hoş! Gittiği her yerde herkes el pençe divan hazır bekliyor. Alkışlar, yaşa! Varol sesleri almış başını gidiyor…
Tam bir siyasi oyun ve şov!
Aday adayları günlerdir adeta Ankara’yı mesken tutmuşlar.
Nerede kalıyorlar? Ne yiyorlar? Ne içiyorlar? Bilen yok.
Aileleri, çocukları Urfa’da! Aday adayı olanlar ise Ankara’nın sokaklarında!
Siyasi partilerin nedense keyf aldıkları ve her seçim dönemlerinde yaşanan bu utanç işkence modeline artık son vermeli. Hangi ilçeye kim yetkili kılınacak ise onun ismi bir an önce açıklansın ve iş nihayetlendirilsin.
Yok, süreç devam ediyormuş! Yok, bir iki üst kurulda bazı isimler masaya yeniden yatırılacakmış! Yok, öyle olacakmış! Yok, böyle olacakmış!
Gelin sizler onu benim külahlıma anlatın….
Yazık! Yazık! Yazık!
Yeniden buluşmak ümidi ile….
