Evet, dün olduğu üzere bugün de bu sözümün arkasındayım. Parti içi kavgaları ile her zaman ön plana çıkan Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP, AKP’ye her fırsatta koltuk değneği olan ‘Hayırcı’ Bahçeli başkanlığındaki MHP ve doğu ve güneydoğu’da açılan ve kazılan hendeklere düşen ve sadece Hendek siyaseti yapmakta olan HDP ile asla muhalefet olamaz.
Bakın bugün sizlerle sadece Ana muhalefet partisi olan CHP ile ilgili olarak sohbet etmek istiyorum.
Geride kalan hafta sonu CHP’nin sözde Olağan üstü kongresi vardı. Sözde diyorum çünkü olağan üstü kongre normal bir kongreye dönüştü de ondan.
Bugün CHP’de ne var biliyor musunuz?
BİR: parti içi ayak oyunları
İKİ: Genel sekreterlik yarışı
Sözcü Gazetesini yazarı Yılmaz Özdil’in CHP Genel sekreterliği ile ilgili 19 Ocak’ta muhteşem bir yazısı vardı. Özdil, yazısında özetle ‘kaldırın şu Genel sekreterliği’ diyordu.
Özdil’in bu sesine kulak vermemek ve görüşüne bu konuda katılmamak mümkün değil. Evet, CHP’de Genel sekreterlik krizine toptan kaldırarak son verilmeli.
Gelelim CHP içindeki kin, öfke ve nefret siyasetine.
1 Kasım milletvekili genel seçimlerinden yola çıkarak Urfa’da yaşanan çirkinliklere dikkatinizi çekerek neden CHP başarılı olamamakta konusuna dikkatinizi çekmek istiyorum.
1 Kasım’da CHP’nin liste başında Vedat Melik vardı.
Vedat Melik’i sevmeyeniz olabilir!
Selamlaşmak da isteyebilirsiniz?
Yakınında da olmak istemeyebilir siniz?
Bu kişisel olarak birilerinin sorunu ve takıntısı olarak kabul ederim. Ama mesele öç, intikam, nefret olmayıp CHP’nin başarısı ise işte o zaman yapılan tüm egoist tutumu kınıyorum. Tıpkı son milletvekili seçiminde parti içindeki birçoklarının yaptıkları gibi!
Adam, bugün Urfa CHP’nin yönetimine gelmiş veya parti organında görev almış ya da bu partiden zamanında nemalanmış hatta aklına getirmeyeceği noktaya bile gelmiş ama iş oy ve adaya geldiğinde ‘Ben CHP’liyim ama bu adam başarılı olmasın diye oyumu vermeyeceğim!’ görüşünde olanlar bu partide var.
Sorarım sizlere;
Ben CHP’liyim deyip, adayı sevmiyor ya da zamanında bir sıkıntısı olmuş diye partiye oy vermemek de ne demek?
İşte ben 1 Kasım seçimlerinde Vedat Melik’in şahsında tüm bu çirkin ayak oyunlarını gördüm ve şahit oldum.
Aksine Vedat Melik, kendisini maddi ve manevi olarak CHP’ye adeta vakıf etmiş bir isimdir. Adam gibi adamdır. Tüm yatırımları bu ildedir. Bağı, bahçesi, toprağı bu ildedir. Atalarının, sevdiklerinin kabirleri bu topraktadır. Yatırımları ile onlarca Urfa’lı kardeşimize aş, iş ve umut olmaktadır.
Merak ediyorum da, Vedat Melik ve CHP’yi zaman zaman eleştirenlerin kaçının yatırımı bu şehirdedir? Bu şehirde ne yapmaktalar? İcraat mı? Yoksa oturup ha bire kargaşa planlarımı hazırlamaktalar?
Bu yukarıda yazdıklarım sadece CHP için geçerli bir sorun değildir. Bu sorunun benzerini Urfa’da MHP’de, HDP’de yaşamaktadır.
Sonuç itibari ile CHP, MHP ve HDP Urfa’da ve dolayısı ile Türkiye’de başarılı olmak istiyorlar ise en başta yapmaları gereken parti içi çekişmelere, nefrete, kin ve öfkelerine son vermeliler. Türkiye partisi olduklarını asla unutmamalı ve özellikle Genel Merkez Doğu ve Güneydoğu’yu sade e tabeladan ibaret olarak görmemeli. Genel başkanların bir eli ve bir ayakları her zaman Doğu ve Güneydoğu’da olmalı. Aksi takdirde sorun daha da büyük kangren halinde ilerlemeye devam eder.
Yanılıyor muyum?
Yeniden buluşmak dileği ile..