AKP lideri ve Başbakan önceki gün Trafik Güvenliği Platformu töreninde bir konuşma yaptı.
Buluşmada, ‘trafiği tehlikeye düşürecek, güvenlik düzeyi düşük araçlar görmek istemiyoruz’ diyen Başbakan, trafikte en ufak bir sürtüşmede ‘La Havle’ çekmek yerine el frenini çekerek, kavgaya tutuşmaya eğilimli şoförler olduğunun da altını çizdi.
Bu çok önemli bir tespit.
Yerden göğe kadar haklı.
Ama haksız olduğu daha önemlisi uygulamada görmek istediğimiz fakat olmasının imkânsız olduğu bir başka konuya da dikkat çekti Başbakan.
Neydi bu?
‘Trafikte kim olursa olsun. Mevki, makam önemli değil. Kurallara uymayana mutlaka ceza kesin!’
Oh ne ala!
Şanlıurfa’yı ele alalım.
Vali’nin makam aracı geçiyor.
Km’si 120’nin çok üzerinde.
Trafik polisi ne yapıyor?
Vali’ye cephe selamında.
Hangi polis selamı bırakacak ta Vali’nin makam aracını durdurup ‘efendin hız sınırını aştınız. Cezai işlem yapmamız lazım’ diyecek.
Bırakın Vali’yi, Emniyet Müdürünü, Şube müdürünü, hakimi, savcıyı, Milletvekilini, Asker’i durdursa ne yazar!
Son zamanlarda ilimizde kırmızı ışıkta nedense hiçbir Polis aracı durmuyor. Kırmızı mı yanıyor bir bakıyorsun Polis aracının tepe ışıkları bir anda yanmaya başlayıp, korkunç siren sesi ile hem de trafiği felç edercesine yol açıp kırmızı ışıkta buhar oluyor!
Kimse kızmasın.
Gerçek bu.
Hız mı yaptın?
Direksiyonda iken telefonla mı konuşuyorsun?
Bırak kırmızı ışığı, sarı ışıkta hızlı hareket ile yeşil daha yanmadan mı geçtin?
Vatandaş Ahmet ve Mehmet isen kurtuluş şansın yok. Ama mevki ve makam sahibi isen sorun da yok. Başbakan trafik memurlarına ‘görev esnasında mevki ve makam gözetmeyin’ diyeceğine, kanun ve yasaları değiştirtirsin kim olursa olsun cezasını yesin. Bakın bakalım o zaman işler nasıl daha güzel olacak. Başbakan’ın söylemesine karşın bu iş nasıl olacak bilen birisi arsa bir adım öne buyursun lütfen.
Yeniden buluşmak dileği ile…