Geçen gün bir yerde okuduğum fıkra gibi gerçek bir olay epey ilgimi çekmişti. Son zamanlarda nedense gülmeye hasret kalan bir toplum haline döndük.
İstedim ki, bugün birlikte gülelim. Bu nedenden dolayı da sizlerle ‘Yumurtanın kerameti!’ adlı olayı paylaşıyorum.
****
Rahmetli bestekâr Selahattin Pınar, bir yandan beste yapar, öbür taraftan da üç beş lira ekstra kazanmak için zengin ailelerin çocuklarına musiki dersi verirmiş.
Öğrencilerden birisi bir gün;
‘Hocam sabahları aç karnına çiğ yumurta kırıp içmenin sese çok faydası varmış. Ben bir haftadır bunu yapıyorum. Sesimin değişikliğini fark ettiniz mi?’
Ünlü bestekâr;
‘iç tabii.. Hiçbir zararı yoktur’
Birkaç gün sonra yine aynı oğlan;
‘Hocam. Annem çiğ yumurta sayesinde sesimin çok güzelleştiğini söylüyor. Sizde farkında sız, değil mi?’
Müzik ustası, ekmek parası uğruna durumu idare edercesine;
‘Yumurtanın bir zararı yoktur oğlum. İçebilirsin tabii!’
Bir süre sonra oğlan yine aynı konuya girince, üstat artık daha fazla dayanamayarak;
‘Yeter lan eşşeoğlu… Eğer yumurtada keramet olsaydı, tavuğun kıçı bülbül gibi öterdi!’
Yeniden buluşmak dileği ile..