8. YARGI PAKETİ

“Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12.03.2024 tarihli ve 32487 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Yasa değişikliği ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile bazı kanunlarda düzenleme yapılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

TMK m. 407’de yer alan ‘ Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır.’ Maddesi yeni değişiklik ile ‘Kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanır veya kendisine kayyım atanır.’ Halini almıştır.

Yani yeni düzenleme ile cezası kesinleşmiş kişinin kısıtlanıp kısıtlanmayacağı kararı kendisine bırakılmıştır.

Yapılan değişiklik ile maddenin devamında ‘Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanır.’

Yani, her ne kadar kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan kişinin, kısıtlanıp kısıtlanmayacağı kendi isteğine bırakılmışsa da beş yıl üzeri kesinleşmiş hapis cezası bulunan ergin için mahkeme gerekli gördüğü takdir de kendiliğinden kısıtlama kararı verebilir.

Bunun yanında ergin kişinin kısıtlanması durumu ile ilgili yapılan bir diğer değişiklik ise TMK madde 471’de yer alan ‘ ….. hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.’ yeni değişiklik ile ‘ ….. hapis halinin hukuka uygun bir şekilde sonra ermesiyle ortadan kalkar.’ Halini almıştır. Yani, kısıtlılığın sonra ermesi için artık kanun koyucu ‘hapis halinin HUKUKA UYGUN BİR ŞEKİLDE SONRA ERMESİ’ şartını aramaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

Sürelerin başlama ve bitmesi maddesine ekleme yapılmış, süre hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecektir.

Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurabilecektir.

Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerince verilen ve miktar veya değeri elli sekiz bin sekiz yüz Türk lirasını geçen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecektir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

Adli para cezası sınırı 20-100 TL’den 100-500 TL’ye çıkarıldı.

Örgüt suçlarında gerçek içtima hükümleri uygulanacak. Yani, örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işlemek cürmünden ayrı ayrı cezalandırılacak.

Ayrıca örgüt suçlarında örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenlendi.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

Yakalama, tutuklama işleminin yanı sıra adli kontrol işlemine de karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteyebilecektir.

Ayrıca Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenler de tazminat isteyebileceklerdir. Ayrıca karar veren merciler ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildireceklerdir.

Bunun yanı sıra bir diğer önemli düzenleme HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) ilişkin hükümler ile getirilmiştir.

8. Yargı Paketi ile HAGB sanığın kabulüne bırakılmaktan çıkarılmış ve ilgili karara karşı istinaf yolu getirilmiştir. Yani bu düzenlemeye göre; sanığa HAGB’yi kabul edip etmediği sorulmayacak, mahkeme şartların oluştuğu kanaatinde ise re’sen HAGB kararı verebilecektir. HAGB kararına karşı istinaf yolunun açılması da mahkemenin re’sen karar vermesinin herhangi bir hak kaybı oluşturmasının önüne geçirilmeye çalışılmıştır.

İstinaf incelemesinde, ilgili kararın hem usul hem esas yönlerinden hukuka aykırı olup olmadığı incelenmektedir. HAGB kararının, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde de temyiz yolu öngörülmüştür. İstinaf ve temyiz kanun yoluna kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurulabilecektir. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler, Anayasada koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlara ilişkin uygulanmayacaktır.

Tazminat kapsamında ise artık yargılamanın makul sürede yapılmadığı iddiasına ilişkin başvurular öncesinde Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru yolu ile yapılmakta idi anca artık Tazminat Komisyonuna yapılacak.

Kişisel Verinin İşlenmesi

Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. Düzenlemeden önceki hali ile kanunda özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi ilgili kişinin açık rızası ve kanunlar tarafından öngörülen hallerin varlığıyla sınırlamaktaydı. Ancak yapılan değişiklik ile özel nitelikli kişisel verilerin istisna olarak işlenmesinin mümkün olduğu durumlar sekiz bent olarak sayılmak sureti ile genişletilmiştir. Yapılan bu değişiklik ile bu hallerde kişinin rızası olmasa dahi özel nitelikli kişisel verileri işlenebilecek;

  • Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması,
  • İlgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere ilişkin ve alenileştirme iradesine uygun olması,
  • Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması,
  • Sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlarca, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması,
  • İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alan hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması,
  • Siyasi, felsefi veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların, tabii oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla; mevcut veya eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması halinde mümkündür.

Yapılan bu düzenlemeler 01.06.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.